Kuzey Afrika ülkeleri her zaman favori destinasyonlarım arasında yer almıştır. Bu ülkelerin binlerce yıllı tarihlerinden günümüze kalan eserler, Akdeniz’in canlı maviliklerinden başlayıp Büyük Sahra’nın sonsuz çöllerine uzanan doğal güzellikleri, özgün yapılara sahip kültürleri bir gezgin olarak bana hep cazip gelmiştir. Mısır, Fas ve Tunus’a yaptığım gezilerden gerçekten çok keyif aldım. Libya ve Cezayir’e ise çok istememe rağmen ülke içinde yaşadıkları olaylar nedeniyle bir türlü gidemedim. Önce Arap Baharı, yasemin devrimi, ardından pandemi nedeniyle bir daha da fırsat bulamadım.  2022 sonbaharı için umutlarım var.

.

Tunus’a 2005 yılında 8 günlük bir gezi yaptım. Bizim Antalya’yı andıran turistik oteller şehri Hammamet’ten başlayarak, Kartaca, El Jem, Kairouan tarihi şehirlerini, Matmata, Douz ve Tozuer çöl yerleşimlerini, Roma garnizonlarının kalıntılarını, turistik çekim noktası mavi şehir Sidi Bou Said’i bu 8 günlük gezide tanımak olanağım oldu. Star Wars filmlerinin çekildiği doğal film setleri, çölün altında yer alan göl, sonsuzluk hissi veren çölde gün batımı, Roma’daki Colosseum’dan çok daha iyi korunmuş El Jem ve Bardo mozaik müzesi beni en çok etkileyen, başka yerde emsaline rastlamadığım güzellikler oldu.

Rotamı, İstanbul’dan direkt uçuş olduğu için Hammamet’ten başlayacak şekilde çizdim. Burada bir gece konaklayıp, denizin ve çarşısının keyfini çıkardıktan, turistik olmazsa olmazları Sidi Bou Said’de resim çektirme, Brauhaus’da bira içme ritüelini gerçekleştirdikten sonra Tunusun özgün dünyasına doğru yola çıktık. Daha üst düzey, turistlere yönelik hizmet sunan Bordum benzeri Port el Kantouri’de çok zaman harcamadan Kairouan ve ardından El Jem’i gezdik. Luke Skywalker’ın evinin yer aldığı Matamata’yı  da gezdikten sonra geceleyeceğimiz Douz şehrine geldik.

Douz sahra çölümnün hemen kenarında yer alıyor. Buradan Tozeur’a kadar olan bölge, sadece burayı görmek ve çölün keyfini çıkarmak için bile Tunusa gelmeye değecek güzellikte, çok değişik ve cazip bir dünya. Otellerbeş yıldız kalitesinde konfor sağlıyor, ulaşım Toyota Land Cruiserlarla sağlanıyor. Küçük bir tekne ile  dalgalı denizde çalkalanmaktan rahatsız olmayanlar için de deve deneyimlerimiz var.

Gezinin sonunda bir tam günü, Kartaca ören yerini gezmek ve dünyanın en büyük mozaik müzesi Bardo’da yer alan muhteşem mozaikleri doyasıya seyretmek için ayırdık. Son yıllarda Yeni Antakya Müzesinin ve Zeugma Müzesinin açılması ile Türkiye’de bu konuda çok iddialı bir pozisyona geçmişse de , Bardo, sergilenen mozaiklerin hem sayıca daha fazla,   hem de nerdeyse hiç tahrip olmadan günümüze ulaşmış olmaları nedeniyle hala açık ara önde yer almaktadır.

Tunus gezimde çektiğim resimleri ve tuttuğum notları takip eden bölümlerde paylaşıyorum.