Chrome

Kervansaray Oteli - Assos, Çanakkale

Assos'a ilk kez 1975 yılında gittik.  O zaman limana inen yol henüz asfaltlanmamış, toprak bir yokuştu. İnmeden önce Behramkale köyünde yönelttiğimiz  "yukarı çıkarken sorun yaşar mıyız" sorusuna, "merak etmeyin traktörle çekeriz" cevabına güvenerek o dik ve kayan toprak yokuştan aşağıya doğru yöneldik ve sahile ulaştık. Bir iki pansiyon irisi otel ve salaş lokantadan oluşan yerleşimin doğal, huzur verici havasına ve denizinin güzelliğine hayran kaldık.  Bu hayranlık yıllar içinde önce günü birlik gidişler, Kervansaray Otelinin yapılması sonrası da yılda en az bir kez uzun hafta sonu deniz kaçamaklarına dönüştü.

Son yıllarda Türkiye'nin diğer sahil kasabaları gibi Assos'da şekil değiştirdi. Beş altı yıl önce eyvah Bodrum oluyor endişesine kapılmamıza neden olacak kadar turist akımına uğradı. Üçüncü sezon yolda yürürken bir grup turistten "Burada bir disko bile yok" yakınmasını duyunca rahatladık, nitekim bir sonraki sezon Assos tekrar eskisi gibi doğa severlerin sakin bir ortamda deniz tatili yaptıkları huzurlu ortama döndü.

Biz pırıl pırıl denizin keyfini sürmek için yakın dostlarımızla birlikte her yaz Assos'a geliyoruz. 30 yıldır değişmeyen konaklama mekanımız ise Kervansaray Oteli. Kervansaray’ın küçük bir tesisten, Meral ve Serdal Kardeşlerin vizyonu ve titiz yönetimi ile kusursuz bir butik otele dönüşünün her safhasını yaşadık. İlkelerden ödün vermeden de kişisel ilgiyi gösterilebileceğini, kaliteden ödün vermeden de farklılık yaratarak rekabet edilebileceğini gösteren yönetimlerini hayranlıkla izliyoruz.

Sabah yüzünüzü denizde yıkayarak güne başlamak, özenle hazırlanmış, bol seçimli ve lezzetli bir kahvaltı yapmak, akşama kadar denize girmek, akşam yemeğini ise mehtabın denizden doğuşunu masanızdan izleyerek güzel ve huzurlu bir tatil geçirmek tatil anlayışınıuza uyuyorsa programınıza Kervasaray'ı dahil etmenizi tavsiye ederim.  Bir akşamüstü de Behramkale’ye çıkıp denize ve ovaya kuşbakışı bakan köy kahvesinde kumda pişen kahve veya beş çayı içmenin keyfini, de sürmeyi, Apollon Tapınağının görkemini hissetmeyi,  Köy kahvesi yanındaki takı dükkanında Levent’ti ziyaret ederek antik montürlerde doğal taş takılar almayı da ihmal etmeyin derim.

Kervansaray, farklı kategoride odalara sahip  dört ayrı binadan oluşuyor.  Hepsinde yarım pansiyon esasında hizmet veriliyor.  Akşam yemekleri gerçekten lezzetli ve doyurucu. Biz eski eser olduğu için odaların sınırlı metrekarelerde kaldığı, ortalama dekorasyona sahip en eski binayı tercih ediyoruz. Daha lüks bir VIP bina ve taş odaların olduğu bir alt kategori yerler de var.

Resimlerde görülen geniş, balkonlu ve deniz manzaraları odalar ise eski binanın en üst katıda yeni yapılan süit odalar. Fiyatları doğal olarak farklı ama mehtap zamanı gerçekten ödemeye değer güzellikte, çok keyifli.  

Daha geniş bilgi için Kervansaray Oteli Web Sitesi ni ziyaret edebilirsiniz.